Economıcs Models
The Mathematics of Optimization
The Mathematıcs of Optımızatıon
Choıce and Demand
Productıon and Supply
Perfect Competıtıon
Model of Imperfect Competıtıon
Modern İpek Yolu Projesi, Çin'in öncülüğünde geliştirilen büyük bir altyapı ve ekonomik entegrasyon girişimidir. Proje, Çin'in dış politikasının önemli bir parçası olarak ortaya çıkan bir girişimdir. Bu girişim, Kuzey Kore'den Afrika'ya ve Avrupa'ya kadar geniş bir coğrafyayı kapsayan bir dizi altyapı projesini içerir. Kırgızistan da projenin bir parçası olarak yer almaktadır.
Kırgızistan, Orta Asya'da stratejik bir konumda bulunan bir ülkedir. Modern İpek Yolu Projesi kapsamında Kırgızistan, Çin ile daha güçlü ekonomik, ticaret ve altyapı bağlantıları kurmayı hedeflemektedir. Kırgızistan'ın bu projeye dahil olması, ülkenin altyapı geliştirmesi, enerji projelerine katılımı ve ticaretin artması gibi faydalar sağlamayı hedefler.
Bu çalışmada öncelikle Modern İpek Yolu hakkında bilgi verilmiş, proje özellikle enerji konusu çerçevesinde ele alınmıştır. Ardından Kırgızistan’ın enerji rezervleri, potansiyelleri ve politikaları incelenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti’nin enerji arz/talep durumu ve Kırgızistan ile yapmış olduğu enerji yatırım ve iş birlikleri incelenerek konu Modern İpek Yolu kapsamında değerlendirilmiştir.
Proje, gerek Çin’e gerek yol üzerindeki ülkelere yeni imkânlar sağlamaktadır. İpek Yolu ekonomisi içerisinde bulunan bazı ülkeler stratejik öneme sahiptirler. Kırgızistan’da öne çıkan ülkelerden bir tanesidir.
Modern İpek Yolu’nun kıtalar üzerindeki etkisi göz önünde bulundurulduğunda ve güzergâh üzerinde yer alan ekonomilerin ticaretleri ele alındığında ülkelere ciddi kazançlar sağlayacağı ve ekonomilerin etkinliğine bağlı olarak potansiyellerini arttıracağı düşünülmektedir.
Türk Akademi Dergisi, Cilt:2, Sayı:2, ss.116-125, e-ISSN: 2980-0412.
Erişim adresi: https://dergipark.org.tr/tr/pub/sautad/issue/82326/1391506
Eğitim, iktisadi gelişme için gereken işgücünün yetiştirilmesinde, toplumun yaratıcılığının ve verimliliğinin artmasında, bireylerin yeteneklerine göre yetişmesinde oldukça mühim bir araçtır (Çalışkan, 2007). Bebek ölümleri, doğurganlık oranları, evlilik yaşının ertelenmesi, ailelerin ekonomik ve sağlık koşullarının iyileşmesi, başta kadının devamında ülkenin verimliğinin artması, kadınların eğitim seviyelerinin yükselmesine bağlıdır. Bu bağlamda çalışmanın temel amacı Türkiye’de kadın eğitiminin ekonomik büyüme üzerindeki etkisinin araştırılmasıdır. Çalışma da öncelikle kadın eğitiminin önemi ve karşılaşılan engeller incelenmiştir. Devamında literatürde yer alan Türkiye’de kadın eğitiminin durumu ve kadın eğitiminin ekonomik büyüme üzerindeki ilişkisi konusu ampirik çalışmalar özelinde araştırılmıştır. Akabinde ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretimde kadınların eğitime katılımları ve kişi başı reel gayri safi yurtiçi hasıla değişkenleri seçilerek Türkiye’de 1971-2021 dönemlerine ampirik bir çalışma uygulanmıştır. Elde edilen bulgulara göre yükseköğretim seviyesinde eğitim alan kadınların ekonomik büyümeyle arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi olup, pozitif ve anlamlı bir ilişki söz konusudur. Dolayısıyla kadınların eğitime katılımlarını arttırmaya yönelik politikalar arttırılmalıdır.
К.Ш. Токтомаматов атындагы Эл аралык университеттин ЖАРЧЫСЫ лимий-популярдык мезгил-мезгили менен чыгуучу журнал, No:2022/3, p.283-290, Жалал-Абад, ISSN: 1694-5913.
Erişim adresi: https://mnu.kg/wp-content/uploads/2022/10/vestnik-2022-3.pdf
Feminizm kadın ve erkek eşitliğini savunan, cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmaya çalışan ve kadın haklarını koruyan bir düşüncedir. İlkel topluluklardan günümüze kadar olan süreç boyunca her zaman kadın ve erkeğin farklılıklarından kaynaklanan değerlendirilmeler yapılmıştır. Geleneksel erkek egemen anlayışından dolayı kadın daima arka planda tutulmaya çalışılmıştır. Bu düşünceye karşı çıkan ve hakları için mücadele eden kadınlar; siyasi, akademik ve kültürel olarak tepkilerini ortaya koymuşlardır. Bu amaçla çalışmada öncelikle feminizm kavramsal olarak ele alınmıştır. Devamında tarihsel süreç boyunca hem sosyolojik hem de felsefi bakış açısıyla feminist teoriler incelenmiştir. Bu bağlamda liberal feminizm, radikal feminizm, sosyalist feminizm, kültürel feminizm, varoluşçu feminizm, siyah feminizm ve post modern feminizm konuları ele alınmıştır. Feminizm 1980’lerden itibaren tüm alanlarda önem kazanmıştır. Geleneksel erkek egemen anlayışından dolayı kadın daima arka planda tutulmaya çalışılmıştır. Bu düşünceye karşı çıkan ve hakları için mücadele eden kadınlar; siyasi, akademik ve kültürel olarak tepkilerini ortaya koymuşlardır. Cinsiyet eşitsizliğini savunan teorileri incelediğimizde soruna kaynaklık eden nedenlerinde değiştiği görülmektedir. Daha sonra Türkiye için kadın hakları konusu incelenmiş ve gelişmelerin toplumsal kurumlardaki yansımaları ele alınmıştır. Türkiye'de kadınların bir kısmı kendilerine din önderliğinde bir hayat seçerken diğer bir kısım da kendilerini laik olarak tanımlamaktadır. Bu yüzden kadınlar kendi içlerinde bütünlük sağlayamamışlardır. Dolayısıyla kadın hareketlerinin etkisi sınırlıdır. Kadın hakları süreç içerisinde bu iki grubu içine alarak genişlemektedir. Bunun etkisiyle kadının toplumdaki yeri de her geçen gün sağlam adımlarla güçlenmektedir.
К.Ш. Токтомаматов атындагы Эл аралык университеттин ЖАРЧЫСЫ лимий-популярдык мезгил-мезгили менен чыгуучу журнал, No:2022/3, p.283-290, Жалал-Абад, ISSN: 1694-5913.
Erişim adresi: https://mnu.kg/wp-content/uploads/2022/10/vestnik-2022-3.pdf
Bu çalışmada, Türkiye ekonomisinin kırılganlığını artıran faktörlerin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla ilk olarak finansal kırılganlık, piyasa aksaklığı ve finansal istikrarsızlık ele alınmıştır. Çalışmanın temelini oluşturan Minsky’nin finansal kırılganlık hipotezi açıklanmıştır. Ardından finansal kırılganlık sonucu oluşan finansal krizden bahsedilmiştir. Bu bağlamda finansal krizlere neden olan faktörler, finansal kriz türleri ve finansal krizleri açıklamaya yönelik geliştirilmiş modeller ele alınmıştır. Son olarak Türkiye ekonomisini kırılganlaştıran unsurların tespit edilmesi ve bulguların değerlendirilmesi için probit ve logit modeller ile 1990:01-2018:12 dönemleri incelenmiştir. Değişkenler türlerine göre finansal, dışsal ve içsel olarak tanımlanmış devamında anlamlılıklarına bakılmıştır. Ardından çoklu kombinasyon yapılmıştır. Her iki test sonucu da değişkenlerde yaşanan artışın krizin var olma durumunu göstermiştir.
К.Ш. Токтомаматов атындагы Эл аралык университеттин И ЖАРЧЫСЫ лимий-популярдык мезгил-мезгили менен чыгуучу журнал, No:2020/2, ss.179-187, Жалал-Абад, ISSN: 1694-5913.
Erişim adresi: https://mnu.kg/wp-content/uploads/2022/10/vestnik-2020-2.pdf
Çin'in Kuşak Yol Projesi, tarihi İpek Yolu'nun modern bir versiyonu olarak Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping tarafından başlatılmıştır. Proje, çok sayıda ülkeyi deniz, demir ve kara yollarıyla birbirine bağlamayı hedeflemekte ve Çin'in kuruluşunun yüzüncü yılına kadar tamamlamayı planladığı dev bir girişim olarak öne çıkmaktadır. Çin, projenin finansmanı için büyük bir hükümet fonu ve İpek Yolu Ekonomik Kuşağı Fonu ayırmıştır.
Kırgızistan özelinde proje, karmaşık bir etki yaratmıştır. Çin, bağımsızlığını kazandıktan sonra Kırgızistan ile hızla diplomatik ve ekonomik ilişkiler geliştirmiş, ülkenin en önemli ticaret ortaklarından biri haline gelmiştir. Ancak bu ilişki dengeli bir şekilde ilerlememiştir. Çin'in sağladığı uzun vadeli krediler ve altyapı yatırımları, Kırgızistan'ı finansal açıdan Çin'e bağımlı hale getirmiş, öyle ki bir zamanlar Rusya'nın arka bahçesi olarak anılan ülke, artık Çin'in ekonomik etki alanına girmiştir.
Projenin uygulanmasında ciddi sorunlar ortaya çıkmıştır. Kırgızistan'da elit kesim projeye olumlu bakarken, halk yatırımların faydalarından yeterince yararlanamadığını düşünmektedir. Ülke, Çin'e olan borçlarını ödeyemeyince değerli maden işletmelerini Çinli şirketlere devretmek zorunda kalmıştır.
Yerel halkın endişeleri sadece ekonomik değil, aynı zamanda toprak bütünlüğü ve kültürel kimlikle de ilgilidir. Çin'in Kırgızistan'dan toprak alması, sınır anlaşmalarının sorgulanması, Çinli göçmenlerin varlığı ve olası kültürel etkiler halk arasında rahatsızlık yaratmaktadır. Her ne kadar Çin, projeyi bir kazan-kazan stratejisi olarak sunsa da, uygulamada ortaya çıkan asimetrik ilişkiler ve artan bağımlılık, projenin vadedilen faydalarını gölgelemektedir.
Yeni Türkiye Dergisi, Sayı:129, ss.111-124, Ankara, ISSN: 1300-4174.
Erişim adresi: https://yeniturkiye.com/kirgizistan-ozel-sayisi/
Çin'in Kuşak Yol Projesi, tarihi İpek Yolu'nun modern bir versiyonu olarak küresel çapta önemli bir girişimdir. Proje, çok sayıda ülkeyi deniz, demir ve kara yollarıyla birbirine bağlamayı ve Çin'in kuruluşunun yüzüncü yılına kadar tamamlanmayı hedeflemektedir.
Proje sadece ticaret güzergâhları değil, altyapı, enerji, iletişim, ulaşım, kargo, gümrük, endüstriyel üretim, ekonomi, e-ticaret, yazılım ve denizcilik alanlarında da gelişim vadetmektedir. Çin, projenin finansmanı için büyük fonlar ayırmış ve özellikle Orta Asya bölgesinde önemli yatırımlar yapmıştır.
Çin'in Orta Asya'daki etkisi, bölge ülkelerinin bağımsızlıklarını kazanmasından sonra hızla artmıştır. Şanghay İş Birliği Örgütü'nün kurulması ve ardından Kuşak Yol Projesi'nin başlatılmasıyla, bölgedeki varlığını güçlendirmiştir. Verdiği krediler ve yaptığı yatırımlarla bölgenin en büyük ticaret ortağı haline gelmiştir.
Özbekistan özelinde, ülke Çin'in ekonomik dinamizminden faydalanmak istemektedir ancak demografik ve kültürel etkilerinden endişe duymaktadır. Projeye elit kesim olumlu bakarken, halk yatırımların faydalarından yeterince yararlanamadığını düşünmektedir. Ayrıca, bölge ülkelerinin Çin'e olan borçları ve bunun sonucunda ortaya çıkan bağımlılık önemli bir sorun teşkil etmektedir.
Sonuç olarak, proje her ne kadar "kazan-kazan" stratejisi olarak sunulsa da, uygulamada asimetrik ilişkiler ortaya çıkmakta ve bölge ülkeleri için hem fırsat hem de risk oluşturmaktadır.
Yeni Türkiye Dergisi, Sayı:125, Cilt:1, ss.131-139, Ankara, ISSN: 1300-4174.
Erişim adresi: https://yeniturkiye.com/ozbekistan-ozel-sayisi/
Kuşak Yol Projesi, tarihi İpek Yolu'nun modern bir versiyonu olarak Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping tarafından 2013'te başlatılmıştır. Proje, medeniyetler arası etkileşimi güçlendirmeyi ve ekonomik etkileşimi canlandırmayı hedefleyen, Çin'in büyük finansal kaynaklar ayırdığı, kazan-kazan stratejisine dayalı küresel bir girişimdir. Bu kapsamda Çin hem büyük bir hükümet fonu hem de İpek Yolu Ekonomik Kuşağı Fonu için kaynak ayırmıştır.
Çin'in Orta Asya'daki stratejik konumu açısından Kazakistan özel bir öneme sahiptir. Soğuk Savaş'ın ardından Çin, bölge ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmeye odaklanmış, Kazakistan'ın bağımsızlığını kazanmasından sonra hızla diplomatik ve ekonomik ilişkiler kurarak ülke için kritik bir ortak haline gelmiştir. Projenin Kazakistan ayağı üç temel unsura dayanmaktadır: demir yolları, boru hatları ve finansmanları; Kazakistan'ın Çin'i Avrupa ve Orta Doğu'ya bağlayan geçiş ülkesi olması ve Kazakistan'ın Çin'in ekonomi kuşağında kilit konumu. Nitekim Kazakistan Başbakan Yardımcısı'nın belirttiği üzere, Orta Asya Bölgesi'ne yapılan doğrudan yabancı yatırımların önemli bir kısmı Kazakistan'a yönelmiştir.
Ancak projenin bazı sorunlu yönleri de bulunmaktadır. Her ne kadar ülke liderleri ve elit kesim projeyi desteklese de, halk nezdinde aynı olumlu yaklaşım görülmemektedir. Özellikle Çin'in toprak talepleri, Çinli göçmenler konusundaki endişeler ve sınır anlaşmalarının sorgulanması gibi konular halk arasında rahatsızlık yaratmaktadır. Ayrıca, borç yükü ve bunun getirdiği stratejik riskler de önemli endişe kaynaklarıdır.
Sonuç olarak, Kazakistan proje sayesinde küresel ekonomide söz sahibi olma fırsatı yakalamış ve bu fırsatı değerlendirmek için sağduyulu adımlar atmaktadır. Ancak özellikle borçların zamanında ödenmesi konusunda dikkatli olması gerekmektedir, zira borç ödemelerinde yaşanacak sorunlar Çin'in ülkenin stratejik kararlarına müdahale etme riskini beraberinde getirebilir.
Yeni Türkiye Dergisi, Sayı:123-124, Cilt:1, ss.221-230, Ankara, ISSN: 1300-4174.
Erişim adresi: https://yeniturkiye.com/kazakistan-ozel-sayisi/
Enerjiye olan ihtiyacı her geçen gün artan Çin Halk Cumhuriyeti, gelecek dönemlerde enerji sıkıntısıyla karşı karşıya kalmamak adına enerji güvenliği politikalarını geliştirmektedir. Ülke enerji politikalarını oluştururken ulusal ve ekonomik güvenliği de göz önüne almaktadır. Enerji güvenliğine son derece önem atfeden Çin Halk Cumhuriyeti, enerji ilişkisi kurduğu ülkelerde enerji güvenliğini sağlamak adına çeşitli politikalar izlemektedir. Bu çalışma Çin-Kazakistan ilişkisinde son dönemlerde enerji güvenliği hususunun önemi hızla arttığı için yapılmıştır. Çin, Kazakistan’daki varlığını giderek artırmaktadır. Bu durumun temelinde pek tabii Kazakistan’ın zengin doğal kaynakları bulunmaktadır. Çin Halk Cumhuriyeti enerji güvenliğine oldukça önem vermektedir. Bu doğrultuda Körfez ülkelerinden enerji bağımlılığını koparıp, Orta Asya Bölgesi ile çeşitlendirmeyi hedeflemektedir. Bu çalışmada Kazakistan’ın genel görünümü hakkında bilgi verildikten sonra enerji güvenliğinin genel çerçevesi çizilecektir. Ardından enerji ilişkileri ve güvenliği çerçevesinde Çin ile Kazakistan arasında artan çok boyutlu ilişkiler ele alınacaktır. Çalışmada ikili ilişki kapsamında yapılan yatırımlar ve ekonomik işbirliklerinin analizi hedeflenmiştir. Ayrıca Çin’in ekonomik, ticari ve savunma alanlarında izlediği politikalarla Kazakistan’da etkin olup olmadığı sorusunun cevabı aranmıştır. Çin Halk Cumhuriyeti’nin izlediği politikalar çerçevesinde oluşturduğu enerji ilişkisinde dikkat ettiği noktaların cevabını vermek amaçlanmıştır. Enerji güvenliği ve sürdürülebilirliğin Çin ekonomisi için önemi son yıllarda başta Kazakistan olmak üzere Türk Cumhuriyetleri ile ilişkilerini arttırmaktadır. Bu bağlamda bu çalışmanın özelliği güncel döneme ışık tutmasıdır. Enerji politik gündeminin analiz edilmesi açısından çalışma önem arz etmektedir.
Hitit Ekonomi ve Politika Dergisi, Cilt:2, Sayı:1, ss.23-34, Çorum, e-ISSN: 2791-7142.
Erişim adresi: https://cdn.hitit.edu.tr/hepdergi/files/
İşte metnin özeti paragraf şeklinde:
Kuşak ve Yol Projesi, küresel çapta ekonomik ve kültürel etkileşimi canlandırmayı hedefleyen devasa bir girişimdir. Proje, dünya nüfusunun dörtte üçünü ve küresel GSYİH'nın önemli bir kısmını kapsayan, yüz otuzdan fazla ülkeyi içine alan kapsamlı bir projedir. Sadece ticaret güzergahları değil, altyapı, enerji, ulaşım, iletişim, endüstriyel üretim ve yazılım alanlarında da gelişmeler vaat etmektedir. Ayrıca ülkeler arası işbirliklerini güçlendirmeyi, Çin'in küresel etkisini artırmayı ve Yuan'ı yaygınlaştırmayı hedeflemektedir.
Çin'in bu projedeki başarısı, kendi ekonomik gücünü artırmasıyla yakından ilişkilidir. Covid-19 pandemisinin yaşandığı 2020 yılında dünya ekonomileri sarsılırken, Çin rekor ihracat rakamlarına ulaşmış ve büyüyen tek büyük ekonomi olmuştur. Bu durum, projenin hedeflerine ulaşma yolunda önemli bir gösterge olarak değerlendirilmektedir.
Projenin özellikle Orta Asya ayağı kritik öneme sahiptir, çünkü bu bölge Çin'i Avrupa'ya bağlayan en kısa kara rotasını oluşturmaktadır. Bu bağlamda Türkmenistan, stratejik konumunu kullanarak bölgesel ticaret ve ulaştırma merkezi haline gelmektedir. Tarihi İpek Yolu'ndaki önemli konumunu modern dönemde de sürdürmeyi hedefleyen Türkmenistan, proje sayesinde ürünlerini küresel pazarlara ulaştırma ve yeni ulaşım altyapılarından faydalanma imkanı bulacaktır. Bu da ülkenin ekonomik refahına önemli katkılar sağlayacaktır.
Yeni Türkiye Dergisi, Sayı:120-121-122, Cilt:1, ss.361-368, Ankara, ISSN: 1300-4174.
Erişim adresi: https://yeniturkiye.com/iste-birlik-ozel-sayisi/
SSCB dağılmasıyla beraber geçiş ekonomilerinin doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına ihtiyacı arttı. Çünkü doğrudan yabancı sermaye yatırımları olmadan dünya ekonomisine entegre olmak ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlamak pek mümkün değildi. Bu ülkeler doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını çekme konusunda önemli potansiyele sahip olmasına rağmen yatırım akışı diğer ülkelere oranla çok azdır. Bu yüzden çalışmada Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan’da 2000-2019 dönemlerinde doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını etkileyen etmenler tespit edilmeye çalışılmıştır. Literatürde yer alan değişkenler ulaşılabilirlik ölçüsünde seçilmiştir. Değişkenlere Dinamik Panel Analiz Yöntemi ve GMM tahmin tekniği uygulanmıştır. Analiz sonuçlarına göre bir önceki dönem doğrudan yabancı sermaye yatırımı cari yıldaki doğrudan yabancı sermaye yatırımını pozitif ve anlamlı olarak etkilemektedir. Negatif katsayıya sahip olan reel efektif döviz kuru bağımlı değişkeni önemli ölçüde açıklamaktadır. Kişi başına düşen GSYİH ile doğrudan yabancı sermaye yatırımı arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki mevcuttur.
Akademik Düşünce Dergisi, Sayı:3, ss.32-41, ISSN: 2687-6124 / e-ISSN: 2718-0166.
Erişim adresi: https://dergipark.org.tr/tr/pub/akademikdusunce/issue/62550/842494